Bu haftaki Çini dersimizden bir kesiti sizlerle paylaÅŸmak istiyoruz.
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ’NDE
ÇİNİ SANATI
Uygurlara kadar uzanan Türk çini sanatı, Büyük Selçuklu’dan Anadolu’ya geçerek geliÅŸme gösterir. Uygurlarda yer döÅŸemesi olarak kullanılan çiniye,Karahanlılar ve Gaznelilere ait yapılarda da rastlanır.
Çini 12. yüzyıldan sonra Anadolu’da Türklerin inÅŸa ettiÄŸi cami, mescit ve mezar anıtlarında; medrese, ÅŸifahane, köÅŸk ve saraylarda yapının iç ve dış yüzeylerine kaplanarak önemli süsleme öÄŸelerinden biri haline gelir.Anadolu çinilerinde Büyük Selçuklu Sanatında görülen motiflere yer verilmekle birlikte yeni desen, renk ve tekniklerde uygulanır.
Dini yapılarda mor, yeÅŸil, firuze, lacivert renkli sırlanmış çini parçalarının alçı zemin üzerinde bir araya getirildiÄŸi ‘Mozaik Çini TekniÄŸi’ ve sırlı tuÄŸla göze çarpar. İslam inancında ibadet edilen yerlerde insan ve hayvan figürünün bulunması yasak olduÄŸundan genellikle geometrik desenler, yıldızlı geçmeler, rumi gibi soyut bitkisel motifli kıvrık dallar ve iri kufî ve sülüs yazı süslemeleri tercih edilir.
Bu teknikle yapılmış çiniler 1251 tarihli Konya Karatay Medresesi’nin duvarları, kubbesi ve tonozları büyük oranda dökülmüÅŸ olsa da mozaik çini tekniÄŸinde, öncelikle turkuaz, lacivert ve siyahın olduÄŸu zengin renklerde deÄŸerli çinilere sahiptir.
